İletişim Formu

 

Dostum İçin Ben de Yürüyorum !


En Fazla Duyarlı Olması Gereken İnsanlara Açık Çağrı !

Arkadaşlar bilindiği üzere devlet 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili hali hazırda TBMM Çevre Komisyonu’nda bazı değişikliklere gitmek istiyor. Fakat yapılan değişiklikler insanların sahip olabileceği hayvan sayısını kısıtlamak, hayvanların deneylerde keyfi kullanılmasının önünü açmak ve hatta tehlikeli sayılan türlerin yaşam haklarının elinden alınmasının önünü açacak maddeler getirmektedir. Pek çok alanda, kendi yaşam alanımız sırf cinsel yönelimimizden dolayı elinizden alınan, baskı gören, ötekileştirilmeye çalışan insanlar olarak ve hepsinin ötesinde pek çoğumuzun zamanında sahip olduğu veya halen daha sahiplendiği hayvanları adına bu haklı yürüyüşte hayvanlarımızın yanında olmaya çağırıyorum. Bizim başımız dertte olsa hayvanlarımız koşarak gelirlerdi ! :/


Detaylı Bilgiler

Binalar kurduk, doğal yaşamı yok ettik. Onlarla birlikte yaşamaya başladık; fakat hiçbir zaman birlikte dostça yaşayamadık. Şimdi de onları ölümün beklediği, eziyetin ve işkencenin beklediği barınaklara kapatmaya karar verdik.

Milyonlarca sokak hayvanının hayatına kast eden bu düzenlemeye karşı çıkıyor ve sokak hayvanlarının hayatlarını önemsiyorsanız, 30 Eylül 2012 Pazar günü hangi şehirde olursanız olun saat 14:00'da sokağa çıkın ve onlarla dostça yaşayabileceğimizi gösterin.


30 Eylül Pazar Saat 14:00 Taksim - Galatasaray Lisesi önü (İstanbul)

30 Eylül Pazar Saat 14:00 Konak YKM önü (İzmir)

30 Eylül Pazar Saat 14:00 Sakarya Caddesi - Kızılay (Ankara)

30 Eylül Pazar Saat 14:00 M.Paşa Camii - Kapali yol Halk Bankası önü (Antalya)

30 Eylül Pazar Saat 14:00 Belediye önü (Bodrum)

30 Eylül Pazar Saat 14:00 Kent Meydanı (Bursa)

30 Eylül Pazar Saat 14.00 Cumhuriyet Meydanı (Çanakkale)


30 Eylül Pazar Saat 14:00 Atapark Kent Meydanı (Giresun)

30 Eylül Pazar Saat 14:00 Ganita Önü (Trabzon)

30 Eylül Pazar Saat 14:00 Tuğlalı Park (Tekirdağ)

Yürüyüşe gelecek olan arkadaşlar aşağıdaki bilgileri de okurlarsa neden bu yürüyüşün haklı olduğunu, neden tepki verilmesi gerektiğini anlayacaklardır.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili hali hazırda TBMM Çevre Komisyonu’nda bekletilen iki adet kanun teklifi olmakla birlikte, 19 Mayıs 2012 tarihli basın haberlerinden öğrendiğimiz üzere Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hayvanların korunmasına yönelik yasa tasarısı tamamlanarak Başbakanlığa gönderilmiştir.

İlgili komisyonlarda bekleyen tekliflerden 2 / 366 sayı numaralı olan yasa tasarısı ve haberlere konu olan son tasarı Hayvanları Koruma Kanunu’nun ruhuna tamamen aykırı maddeler taşımaktadır ve aşağıdaki gerekçelerle kabul edilmesi mümkün değildir.


Karşı Çıkılan Maddeler :
  1. Öldürmenin “uyutma” tanımlamasıyla yasaya girmesi ve meşrulaştırılması kabul edilemez. Hayvanları yaşatmak yerine ne şekilde öldüreceğinin tanımlandığı bir yasa kabul edilemez.
  2. İki sene hapis cezasıyla sınırlandırılması alınabilecek cezaların para cezasına döndürülebilecek olması cezaların ağırlaştırılmasının asıl amacı olan suçu engellemenin önüne geçecektir. Hayvanlara işkence cezasını sadece 750 TL’lik bir idarî para devlete ödeyerek devam edilen bir suç halini alacaktır. Hiçbir caydırıcılığı yoktur.
  3. Evlerde kaç hayvan bulundurulacağının izne tabii olması ve hayvan "sahiplerinin" eğitime tabii tutulması ucu açık bir tanımlamadır. İleride “hayvan korumacının hak” ihlaline kadar varabileceği ve belki de “bir hayvan sahibi olmakla” sınırlandırmaya kadar gidebileceği için bu tanımlama bu şekliyle tasarıda yer alamaz.
  4. Hayvanların ırklarına göre sınıflandırılıp "sahipleriyle" birlikte yaşam haklarının ellerinden alınması asla kabul edilemez. Dövüşçü ya da bahisçi "sahiplere" yönelik önlemler almak yerine ırkları cezalandırmak kabul edilemez ve merdiven altı üretime sebep olacaktır.
  5. Hayvanların imhasına olanak sağlayan 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun yeni tasarıda da yer alması kabul edilemez.
  6. Deneylerdeki denetimlerin keyfiyete bağlanması kabul edilemeyeceği gibi hayvanları koruma kanunu gibi bir kanunun içinde hayvanların yaşam hakkını hiçe sayan deneylerin yer alması kabul edilemez.
  7. Mobil kısırlaştırmanın meşrulaştırılması hiçbir koşulda kabul edilemez. Olması gereken belediyelerin kendi veteriner hekim kadrolarını oluşturmasıdır. Hali hazırda mevcut yönetmeliklerdeki mobil kısırlaştırma maddesinin yasaya aykırı olduğuna ve iptaline yönelik İstanbul Veteriner Hekim Odası (IVHO) tarafından açılmış bir dava mevcutken mobil kısırlaştırmayı yasalaştırma çabası kabul edilemez.
  8. Amacın hayvanları korumak ve hakları gözetmek değil, hayvanları bertaraf etmek olduğunu kanıtlamaktadır.
İmza veren STK'lar: 
  1. Aliağa Sokak Hayvanlarını Koruyanlar Derneği (ASKOD)
  2. Ankara Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
  3. Animal Protection Group Arbeitsgruppe für Tierrechte e.V. Almanya
  4. Büyükçekmece Sokak Hayvanlarını Koruma ve Sevenler Derneği(SOHAYKOSEV)
  5. Bodrum Hayvan Hakları Derneği
  6. Bontvoordieren, Hollanda
  7. Çandarlı Hayvan Koruma Derneği (ÇANHAYKODER)
  8. Çeşme Doğa ve Hayvanseverler ve Koruyanlar Derneği
  9. Devrimci Sosyalist İşçi Partisi(DSİP)
  10. Doğa ve Çevreyi Koruma, Yaşatma Derneği (DOĞÇEV)
  11. Dünya Yalnız Bizim Değil Platformu(DYBD)
  12. Edremit ve Beldeleri Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği 
  13. Hayvanları Doğal Ortamda Yaşatma Derneği(HAYDOY)
  14. Hayvan Hakları Aktivistleri Derneği (Hayvist)
  15. Hayvan Hakları Derneği, Turgutreis
  16. Hayvan Hakları için Veteriner Hekimler Derneği(HAYHAVEDER)
  17. Hayvan Hakları Savunucuları Dernegi(İzmir HAYSAV)
  18. Hayvanları Kurtarma Derneği
  19. Hayvan Severler Derneği (HaySev)
  20. İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği
  21. İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
  22. İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu
  23. İzmir Veteriner Hekimler Odası
  24. Kaos Gl
  25. Muhtaç Hayvanlar Koruma Sevme ve Barındırma Derneği (KORUSEV)
  26. Manisa Hayvanları Koruma Derneği (HAKDEM)
  27. Meliha Yılmaz Doğal Hayatı Koruma, Geliştirme, Sağlık, Eğitim ve Kültür Vakfı
  28. Pembe Hayat Lgbtt Dayanışma Derneği
  29. Sea Shepherd
  30. Stichting ATAR, Hollanda
  31. Stichting Dierennood, Hollanda
  32. Stichting Menodi, Hollanda
  33. Stop Huntingdon Animal Cruelty, UK
  34. Sokak Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Derneği (HAYKUR)
  35. TIERSCHUTZ OHNE GRENZEN e.V., Almanya
  36. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, Hatay
  37. Yaşam Hakkına Saygı Derneği (YHS)
  38. Yedikule Hayvan Dostları Derneği 

Biz, aşağıda imzası bulunan STK’lar ve hayvan korumacılar, TBMM komisyonlarında bekletilen yasa tekliflerini ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca hazırlanarak Başbakanlığa gönderilen yasa tasarılarını bu nedenlerle desteklemediğimizi, ilgili tasarıların geri çekilmesini ve oluşturulacak komisyonlarda hayvan hakları konusunda çalışmalarıyla kendini ispat etmiş tüm STK’lardan görüş alınmasını talep ediyoruz. Kamuoyuna ve ilgili makamlara duyururuz.

            Saygılarımızla,



İmza veren sanatçı, gazeteci, yazar, işadamı:

Abdullah Şahin, Sanatçı  Aydan Şener, Sanatçı  Ayşın Işımer, Sanatçı  Bahtiyar Engin, Sanatçı  Belma Müjde, Sanatçı  Bennu Yıldırımlar, 
Sanatçı  Berna Sağlam Naipoğlu, Berna & FEM Danışmanlık  Burçak Işımer, Sanatçı  Cem Sürücü, Yönetmen  Cengiz Baltepe, Müzisyen  Deniz Arcak, Sanatçı  Ediz Hun, Sanatçı  Erkan Can, Sanatçı  Ferda Yalçın, Sanatçı  Fulden Akyürek, Sanatçı  Haluk Şahin  Hazal Kaya, Sanatçı  İlham Erdoğan, 
Sanatçı  Kadriye Kenter, Sanatçı  Levent Candaş, Müzisyen  Mazlum Kiper, Sanatçı  Mehmet Ali Alabora, Sanatçı  Melike Demirağ, Sanatçı  Meltem Vural, Yazar  Merve İldeniz, Manken  Mine Manavoğlu, Manken  Nazlı Tosunoğlu, Sanatçı  Nesligül Kızılırmak, Antropolog  Nilperi Şahinkaya, 
Sanatçı  Olgun Şimşek, Sanatçı  Oktay Kaynarca, Sanatçı  Oya Prosçiler, Sanatçı  Pelin Cini, Milliyet  Rıza Karaağaçlı, Sanatçı  Sarp Sanin, 
Sanatçı  Sibel Nançin, Sanatçı  Sumru Yavrucuk, Sanatçı  Şebnem Dönmez, Sanatçı  Tansu Polatkan, Spor Spikeri  Uğur Taşdemir, 
Sanatçı  Umut Akyürek, Sanatçı  Vatan Şaşmaz, Sanatçı  Volkan Sevarcan, Sanatçı  Yıldız Kenter, Sanatçı  Zeynep Özcan, 
Reklamcı  Zeynep Özden Ayyıldız, Sanatçı  Zuhal Yalçın, Sanatçı


Son olarak şunu söylemek istiyorum ; bir Gay olarak , eski bir hayvan sahibi olarak, hatta daha önemlisi hayvanların yaşama ve pek çok hakkına, insanlarınkine duyduğum kadar saygı duyan bir yurttaş olarak ben de imzamı atıyorum !


Gökhan El Khalisi


Haberin alıntı yapıldığı adres için tıklayın !
Eylemin yürütüldüğü Facebook Etkinlik Sayfası 

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

Fake Hesaplarınız için Gizlilik Ayarları



Merhaba Güneşin Altın Çocuklarına,

Burada sizlerle, üniversitede okuduğum bölümle alakalı olmalı, sıkça sorulan sorulardan birini olabildikçe geniş anlatmaya çalışacağım. Tanıyan arkadaşlarım biliyor, ben facebookta gerçek isim ve resimlerimle takılan biriyim. Sık sık şu sorular soruluyor :
  • İsminden veya resimlerinden dolayı bulunmaktan korkmuyor musun ?
  • Hakkında verdiğin bilgilerden dolayı aile facenin bulunmasından rahatsız olmuyor musun ?
  • Küçük bir şehirde yaşadığımdan dolayı ne kadar önlem alsam da bulunma korkusu yaşıyorum.
Bunlar şimdilik aklıma  gelenler. Peki sizce ben yaklaşık 13 ay kadar önce ikincil bir facebook hesabı açarken bunları düşünmedim mi ? Korkulaırm olmadı da direk gerçek ismim ve resmimle mi bir facebook hesabı açtım ? Bu süre zarfında uzun zamandır bende ekli olan arkadaşlaırm buraları gülerek okuyorlardır. Çünkü ben de 6-7 ay öncesine kadar resimlerimi koymayı red ediyor hele gerçek isim kullanmaktan özellikle kaçınıyordum. Sebepleri sizinkilerle aynıydı. O yüzden bu yazıyı yazarken deli cesaretiyle bu noktaya geldiğimi zannetmeyin. Bu konuda aldığım eğitim ve araştırmalarıma güveniyorum. Alttaki 8 maddeti ve ek önlemleri aldığınız vakit hesabınızın bulunması teknik olarak imkansıza yakındır. Neyse lafı fazla uzattık artık nasıl gizlilik ayarlarımızı arttıracağımıza ve listemizdeki ekli arkdaşlarımız ile gerçek isim veya resimlerimizle nasıl güvenli ve rahat bir şekilde konuşabileceğimize geçelim.

Yapılacak Adımlar :

1- Tüm söyleyeceğim ayarları yapmadan önce en temelde yapacağınız iş arkadaş listenizi temizlemek olsun. Resimsiz, muhabbet etmediğiniz veya güvenilir gözükmeyen kim varsa silin. Bunun sebebi, içeriye zaten güvenliğinizi riske atacak biri girdikten sonra duvarlar örmenin size bir fayda sağlamayacağı içindir. Önce içeriyi temizleyeceğiz ki sonra kendimizi koruyalım. Şimdi 1000-3000 vs sayıda arkadaşı olanları duyar gibi oluyorum. "Yahu onla mı uğraşacağım?", diyorlardır. Sağlam şekilde kendinizi güvene almak istiyorsanız bir kaç saatinizi bu işe ayıracaksınız gerekirse arkadaşlar.
2- Facebook sağ üst köşedeki "Ana Sayfa" yazısının yanındaki Ok'a tıklayarak "Gizlilik Ayarları" kısmına girin. Buradan ilk önce yapacağınız işlem mobil uygulamalardan gönderdiğiniz iletilerinizin görünürlüğünü ayarlamak olacak. Burada bilgisayar veya tabletlerinizden facebook'a ileti gönderirken genelde hangi görünürlük ayarını kullanıyorsanız onu kullanmanızı öneririm. Yani bilgisayar kullanırken sürekli "herkese açık" iletiler paylaşıyorsanız buradan da onu seçmeniz için bir sakınca yoktur. Şimdi sizlerden : "Herkese Açık" yapmak profilimizi riske atmaz mı?", diye sorular geldiğini duyar gibiyim. İşin açıkcası atar. Ancak biz önlemlerimizi aldıktan sonra zaten profiliniz istemediğiniz kişilerce bulunamayacağından dolayı, sizin profiliniz sadece istediğiniz kişiler tarafından bulunabilecek. Kişisel deneyimlerimden sorarsanız da duvarında "Herkese Açık" iletilerinin fazla olması insanların sizi eklemeye teşvik ediyor. Çünkü ortak zevklerinizi ve bakış açılarınızı eklemeden görebiliyorlar.

3- Yine aynı sayfada - yani "Gizlilik Ayarları" sayfasında - "Nasıl bağlantı kurarsın ?", diye bir bölüm var. Burayı solundaki düzenle linkine basarak düzenlememiz gerekiyor. Burada yapmamız gereken düzenleme 2 tane "Adını aratarak seni kimler bulabilir ?" bölümü ve "Facebook'ta kayıtlı e-posta adresini ve telefon numaranı aratarak seni kimler bulabilir?". Buraları düzenleyerek mutlaka ve mutlaka "Arkadaşlar veya  en azından Arkadaşlarımın Arkadaşları" olarak ayarlayın. Ben "Arkadaşlarımın Arkadaşları" olarak kullanıyorum. Sonrasındaki "Sana kimler arkadaşlık isteği gönderebilir ? ve "Sana kimler Facebook mesajları gönderebilir ?" bölümlerine "Herkes" yapmanızın bir sakıncası yok. Ben de öyle kullanıyorum. Bitti diyip kapatıyoruz bu ekranı.

4- Yine aynı sayfada - yani "Gizlilik Ayarları" sayfasında - "Zaman Tüneli ve Etiketleme" diye bir bölüm var ve burayı düzenlememiz gerekiyor. Buradaki ayarlar gizlilikle doğrudan alakalı olmasa da sizleri sıkıntılı durumlardan kurtaracaktır.
"Zaman tünelinde kimler paylaşımda bulunabilir ?" burada "Arkadaşları" seçmeniz sizleri eklememiş olan insanların taciz mesajlarından kurtaracaktır.

"Başkalarının senin zaman tünelinde paylaştığı gönderileri kimler görebilir ?" burayı arkadaşlarınızın güvenliğini dikkate alarak "Arkadaşlar" seçmenizi tavsiye ederim.

"Arkadaşlarının seni etiketlediği gönderiler, zaman tünelinde gözükmeden önce onayına sunulsun." burayı "Açık" olarak düzenlemeniz bence güzel olur. Çünkü listenizde 100lerce insan olduğunu düşünürseniz içlerinden bazılarının sizleri çıplak fotoğraflarına etiketlemesi kaçınılmaz olabilir. Zira pek çok arkadaşımda oluyor. Eğer onaylama açık olursa, etiketlendiğiniz hiçbir gönderi size sorulmadan duvarınızda yayınlanmayacaktır.

"Etiketlendiğin gönderileri zaman tünelinde kimler görebilir?" burayı da arkadaşlarınızın güvenliğini dikkate alarak "Arkadaşlar" seçmenizi tavsiye ederim.

"Arkadaşlarının Facebook'ta senin gönderilerine etiketlediği etiketler onayına sunulsun." bunu da Açık yapmanızı tavsiye ederim.

"Sana benzeyen fotoğraflar yüklendiğinde, kimlere seni etiketlemesi önerilsin?" Aslına bakarsanız burayı "hiç kimse" yapmanız sizin için gizlilik adına daha önemlidir. Zira facebook önümüzdeki aylarda Avrupada emniyet güçleri ile gerçekleştireceği bir proje için bu özelliği kullanan kişilerin resimlerini emniyete verecektir. Daha önceden zaten kullanıyorsanız kapatmanız bir şeyi değiştirmeyecektir açık kalsın. Ancak daha önce hiç açmadıysanız çok alakalı değil Türkiye ile ancak yine de açmayın bence.

5- Yine aynı sayfada - yani "Gizlilik Ayarları" sayfasında - "Reklamlar, Uygulamalar ve İnternet Siteleri" diye bir bölüm var ve burayı da düzenlememiz gerekiyor. Açılan sayfada soldaki "Kullandığınız Uygulamalar" bölümünden güvenmediğiniz ve gereksiz uygulamaları kaldırın. Şu "Mango ile zayıflama", "İphone vs kazandınız" gibi reklam veren uygulamalar burada mutlaka gözükür. Bunun dışında izlemediğiniz halde porno izlediğinizi gösteren gönderileri arkadaşlarınıza gönderen uygulamalar da burada gözükecektir. Bunları kaldırın.

Burada çok önemli bir ayar daha var. "İnsanlar kullandıkları uygulamalarla senin bilgilerini nasıl paylaşır" kısmı. Burayı düzenleyerek açılan bölümdeki tüm kutucukların "tick" işaretlerini kaldırın.

Diğer bir önemli ayar ise  "Herkese açık arama" bölümü. Burayı düzenleyerek "Herkese açık aramayı etkinleştir" kısmının önünde "tick" işareti varsa kaldırıyoruz. Bunun sebebi şu. Burayı etkinleştirirsek, Google'a birisi sizin facebook kullanıcı isminizi veya soyisminizi yazarak hesabınızı bulabilir. Bu ayarı yaparak Google vs gibi arama motorlarında bulunmanızın önüne geçmiş oluyoruz.

6- Tüm bu gizlilik ayarlarnızı yaptıktan sonra yapacağınız iş belkide en yorucu ; fakat gizliliğiniz için asıl altın vuruşu yapacak olan nokta. Yani hiç bişi yapmayacaksanız bile bunu mutlaka yapın. Nedir bu kadar önemli olan hemen söyleyelim. Şimdi yapmanız gereken aile facesinizde bulunan sizi bulması muhtemel tüm insanları bu hesabınız ile engelliyeceksiniz. Evet, biliyorum o kadar insanın tek tek profiline girip engellemek müthis derecede angarya bir iş ve çok yorar sizi ; fakat bunları sadece bir kez yapacaksınız. Böylece isteseniz bile sizi bulamayacaklar. Bunu yaparken sizlere başlamadan önce bir ipucu vereyim. Google Chrome ile ikincil - yani bu güvenlik güncellemelerini yaptığınız hesabınızı diğer adıyla fake hesabınızı - açın. İnternet Explorer veya Firefox ile de asıl aile facesinizi açın. Bu sayede aile facesinizden girdiğiniz profillerin linklerini hemen kopyalayıp fake heasbınıza yazdığınızda o hesaba gidecek ve anında engelleyebileyeceksiniz.

7- Yapmanız gereken bir diğer ayar ise katıldığınız ağları düzenlemek. Yani bunlar nelerdir ? Okul, Eğitim bilgileriniz, İş bilgileriniz, Yaşadığınız şehir ve Memleketiniz bilgilerinizi asla gerçek girmeyin. Çünkü buralara girdiğiniz bilgiler ile belli bir ağa katılmış oluyorsunuz. Peki bu ne konuda size zarar verebilir ? Şöyle ki örnek vermek gerekirse, eğitim bilgilerinize Marmara Üniversitesi yazdınız. Böylece Marmara üniversitesinde okuyan sizde ekli olmayan, hatta ortak arkadaşınız bile bulunmayan, tek ortak noktanız eğitim bilgilerinizde aynı üniversite ismi yazmış olmanız olan insanlara dahil "Arkadaş Öner" kısmında sizin profiliniz kabak gibi gözükebilir. Bu ayar özellikle küçük şehirlerde ikamet eden arkadaşlar için önemli. Zira örnek olarak Van, Hakkari vs gibi illeri yazdığınız anda, oradaki kullanıcılarının tamamının sizin profilinizi "Arkadaş Öner" bölümünde görmeleri sanırım en fazla 1 hafta içinde gerçekleşir. O yüzden bu ayarlara dikkat etmeniz gerekiyor.

8- Aslında buraya kadar yaptıysanız hepsini bulunmanız artık imkansız gibi bir şeydir. Fakat biz "eşşeği sağlam kazığa bağlayalım", diyerekten dikkat etmeniz gereken bir kaç konuyu daha sizlere ileteyim. Bunlar :

- Aile facesinizde sizin veya arkadaşlarınızın beğenmiş olabileceği hiç bir sayfa veya grupta fake hesabınızla yorum yapmayın. Mesela bu çok sevdiğiniz bir şarkıcının sayfası olabilir. Ortak sayfa veya grupları beğenmenızde bir sakınca yok. Fakat bu gruplardaki gönderilere yorum asla yapmamalısınız. Evet arkadaşlarınız 6. maddeyi yaptıysanız engellemiş olabilirsiz ve sizin yapacağınız yorumu zaten göremeyeceğini düşünebilirsiniz ; fakat arkadaşınızın arkadaşı olup sizi tanıyan biri o sayfayı beğendiyse es kaza görebilir yazdığınız yorumu. 

- İkinci olarak dikkat etmeniz gereken nokta, ortak sayfalardaki hiç bir gönderiyi "resim, video ve hatta yazıları" beğenmeyin ve paylaşmayın. Zira beğenen kişilere bakıldığında veya paylaşan kişilere bakıldığında hesap isminiz kabak gibi ortaya çıkabilir. Çok beğendiğiniz bir şey oldu illa paylaşmak istiyorsanız o halde sayfadan paylaştığınız gönderinin görünürlük ayarını "Herkese Açık" asla yapmayın. Çünkü böyle yapılan tüm paylaşımlar sayfada gözükür. Burayı en azından "Arkadaşlar" veya "Arkadaşlarımın Arkadaşları" olarak değiştirin. Daha güvenli bir yol istiyorsanız da paylaşmak istediğiniz gönderinin linkini direkt olarak duvarınızda paylaşın. Yani paylaş butonunu kullanmadan linki paylaşın. Böylece hiç bir risk almamış olacaksınız. Fakat ne yaparsanız yapın ortak sayfa veya gruplarda beğeni yapmayın. Son olarak gruplara özel olarak ortak gruplarda çok gerekliyse asla bulunmayın bile. Çünkü bazı gruplarda bulunan kişilerin isimlerini görebiliyorsunuz. Es kaza yine birileri bu listeye bakarak hesabınızı görebilir.

Yukarıda saydığım tüm maddeler facebook hesabınızı uzaktan erişime kapatmak içindi. Halen ve en çok dikkat etmeniz gereken nokta kullandığınız browserdaki "İnternet Exploer, Firefox veya Google Chrome" gibi  kullandıkları çerezlerdir. Çünkü bu çerezleri temizlemediğiniz sürece tüm maddeleri eksiksiz de yapsanız, Pc'nizi birisi kullandığında nerelere girdiğiniz, hangi facebook hesabı kullandığınız gözükecektir. Bunu nasıl önlerim diyorsanız da en kolay yollu sürekli geçmişi silmektir. Ancak ben daha garanti bir yol istiyorum arama sonuçlaımda vs silinsin diyorsanız, Google'a CCleaner diye yazıp aratmanız ve çıkan linklerden birini indirip kurmanızı tavsiye ederim. Zaten ücretsiz ve çok etkili bir şekilde arkanızı temizleyecek bir programdır. Her pcden kalkmadan önce bu programı bir kere çalıştırır ve temizlik yaparsanız hiç bir sorun kalmayacaktır.

Tüm bunları yaptınız ve halen tatmin olmadınız mı ? O zaman rahatlamanız için şunu söyleyebilirim. Gerçekten tüm bunları eksiksiz bir şekilde yaptıysanız, şuanda heasbınızı bulunmalarının tek yolu şudur; hesabınızın linkini  yani "www.facebook.com/hesapadınız" gibi olan hesabınızı gösteren linkinizin sizin engellemediğiniz bir hesaptan direk olarak yapıştırılarak hesabınıza ancak erişilebilir. Yani bu da peşinize özel bir bilişim konusunda uzman birini takmadıkları, trojan veya keylogger gibi zararlıları pc'nize yüklemedikleri takdirde bulabilecekleri bir şey değildir. Yani demem o ki Nükleer Saldıralara karşı bile dayanıklı bir facebook hesabına sahipsiniz. Artık istediğiniz gibi resimlerinizi, videolarınızı, yazılarınız veya isminizi paylaşabilirsiniz.

ÖNEMLİ NOT : Tüm bunları yapmak sizleri %100 korur gibi bir anlam çıkmasın. Ancak %90 korur. İster küçük bir şehirde, ister büyük bir şehirde yaşayın farketmez, hiç akla gelmedik bir şekilde de olsa hesabınız bulunabilir. O yüzden yaptıklarınızdan sadece sizler sorumlusunuzdur. Hiç bir sorumluluk kabul etmeyiz. Ancak yazının başında da dediğim gibi ben bunları yaparak 6-7 aydır sorunsuz bir şekilde hesabımı - olabiliecek en açık şekilde - hiç sorunsuz kullanıyorum.

Ek Not : Eğer atladığımı düşündüğünüz mantıklı başka güvenlik ayarları daha varsa aklınıza gelen, yazının altına yorumda belirtirseniz bende yazıyı düzenleyerek ekleyebilirim. Böylece tam sorunsuz bir yazı olmuş olur.

Umarım yazı sizler için faydalı olur ve artık şu fake resimleri veya boş beyaz profil resmini bırakarak gerçek resimlerinizi koyarsınız. Böylece ciddi anlamda kaliteli eşcinsel arkadaş sayınızda yükselecektir.  

Yarına dair istediğiniz ne kadar güzel şey varsa, Allah en güzelini sizlere, bizlere ve gökkuşağının tüm renklerine nasip etsin. Başka bir yazıda görüşmek üzere.

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown
Selam olsun doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm dünya üzerine dağılmış olan Şanslı Doğanlara !

Öncelikle şunu söyliyim ; diğer pekçok yazımın aksine bu yazım tamamen can sıkıntısından ve gayri ciddi bir havada yazıldığını bilin ve ona göre okuyun. O bakımdan saçmaladığım pek çok yer olabilir. O yüzden sizlerden şimdi özür dilememi bekliyorsunuz ; fekat : "avcunuzu yalarsınız", diyip ilk saçmalamayı yapıyorum. Haydi bismillah !

Bu aralar içimdeki boşluğunu fazlasıyla hissettiğim, sezon arasında bulunan dizilerimi özlemle anıyor ve girişteki gibi egzantirik bir selamlama cümlesiyle bu boşluğu doldurmaya çalışıyorum. Neyse tam olarak 11 dakika önce : "yahu benim bir blogum vardı, ne oldu ona", dedim kendi kedime otururken. Üstelik siz bilmiyorsunuz ama buraya yazarken böyle bir kasılıyorum, bir havalara giriyorum ki görseniz gülmekten ölürsünüz belkim. Sankim böyle New York Times'ın  baş editörü edalarındayım. Velhasıl kelam, dedim gidem de az karalayayım bir şeyler. 2 adet tane kısa konu belirledim. Halen okumayı bırakmadıysanız devam edelim. Ha okumayı bıraktıysanız da çokta fifiteyla derdim ama İstanbul Beyefendisi cizgimden kaymak istemiyorum :P

İlk konumuz, asıl yazma sebebim değil ve aslında sizi çok fazla ilgilendirmiyor ; ama yine de okuyabilir veya direk alt paragraflara geçebilirsiniz. Konu yaklaşan yeni eğitim dönemi. Aslında sizlerinde çoğunuzun lise veya üniversiteli olduğunuzu düşünürsek böyle ucundan da olsa sizi de ilgilendiriyor olduğunu farkettim tam şuanda. Neyse mevzu şu ki daha dün : "hacı napcaz lan öss'de", diye zırıl zırıl kaygılanırken ben, bugün lise bitmiş, sınav geçmiş, öyle veya böyle üniversitede güzel bir bölüme girmiş ve son sınıfa gelmiş bir delikanlı olduğumu farkettim. "Lan !", dedim bugün. "Ne ara geçti bunca zaman." 

Dün geceden beri üniversitenin ders seçme sistemi açılacak diye geçeden kamp kurup her saat başı alarm kurup sistem açılmış mı diye baktığımdan uykusuzum azıcık. Tahmin edin kaçta açıldı sistem ?? Sabahın 10'nunda ! "Deli misin kardeş ? Ne diye bekledin ?", diyorsunuz demi. Bekledim, çünkü 3. sınıf bahar dönemi için ben de öyle diyordum arkadaşlara : "Deli misiniz oğlum ? "Ne bekliceksiniz o kadar saat gecenin bir vakti ? ", diye. Ancak sistem gecenin 2'sinde açılmış ve onlarla dalga geçmeme rağmen saolsunlar beni o saatte aramış ama uyandıramamışlardı. Böylece  tüm güzel seçmeli dersleri kaçırmış amele gibi dersler almıştım. Neyse işte sütten ağzımız yandı yoğurdu üfledik bu sefer. Uykusuz kalsak da en baba dersleri seçtik bu sefer. Diğer arkadaşlar : "Ulan bu ders çakışıyor, şu ders çakışıyor", diye ağlarken, ben : "üniversite seçmeli olarak italyanca mı, rusça mı, fransızca mı alsam ?", diye soruyordum onlara ve haklı olarak küfür ediyorlardı bana :P Üniversitenin açılmasının belki de en güzel yanı, tekrar memleketlerinden dönen veya stajlarından dolayı görüşemediğim arkadaşlarla görüşüp bir dünya muhabbet edecek olmamız. Gaysek de hetero hayatımız boş, asosyel değil gençler :P Daha kantinde ne tavlalar, yapılmamış muhabbetler, hocalara laf etmeler ; proje, ödev, sınav stressleri ve en güzeli maltepe ve bostancı sahillerinde gecenin bir vaktine kadar yaptığımız nargile keyiflerimiz bizi bekliyor :P

Neyse o 4 yıl boyunca her vize ve final döneminde yana yakıla zırlayıp : "Bitsin ulan şu okul artık ! ", dediğinizde benim biteceğini yeni kavradığım ve hüzünlendiğim bu yazılarım gelsin aklınıza. Ne yalan söyliyim bir 4 yıl daha olsa üşenmez okurum. Hoş zaten yüksek lisans durumları da var. Eğer bir iş ortamını göreyim demezsem ve askerliği ertelersem, bir 2 yıl daha öğrenci mode on durumunda olacağım. Hatta ecnebi memleketlerine bile gidebilirim yüksek lisans için. Hoş da olur aslında. :P

İkinci konu da ilkiyle ve başlıkla alakalı olaraktan hızlı geçen günler ve günlerin hızından bile daha hızlı değişen  fikirlerle alakalı. Ha şimdi bunu söylediğimde, böyle insanın karakterini belirleyen, genel doğruları üzerindeki değişiklikler felan olduğunu sanmayın. Hatta aklınıza : "Vay mk, hetero mu oldun lan?", gibi bir şeyler geliyorsa, "Saf mısın mk, öyle istenince hetero mu olunur ?", diyerek geçiyorum. %100 Gay'iz ve mutluyuz hacılar. Neyse mevzuya dönelim. "Ee peki o kadar laf ettin, değişen neydi ?", diyorsunuz, ya da siz demiyorsunuz ; ama ben şizofrene bağlayıp kendime soruyorum. Abi değişenden kastım şu ; uzun vadeli olmayan düşüncelerim. Aslına bakarsanız uzun vadeli olanların da bir bölümü istemeyerekten değişiyor gibi ; fakat onlar epey sıkıntılı mevzular ve bugünün konusu değiller. "Peki nedir bu kısa vadeli düşünceler ?", dersenizde şöyleki ; ben ikizler burcuyum. Hani ne yalan söyliyim dünyaya bir kere daha gelsem pişman olmadan, olmak isteyeceğim şeylerden biri de ikizler burcu olmaktır. Çok seviyorum özelliklerini de, öyle böyle değil önümü alamıyorlar. Amma velakin kararsız olmak ve her şeyden çok çabukça sıkılmak veya vazgeçmekten nefret ediyorum. Nasıl bir insan, dün yana yakıla aradığı şeylere bugün sahip olunca vazgeçme noktasına gelebilir. Dün : "aaa bu renk, bu elbise, bu şarkı, bu bu bu bu...", gibi sayamadığım kadar şeye hayran olup, sahip olmaya çalışırken bir sonraki gün yüzüne bile bakmak istemiyorum. Şimdi : "Oğlum bu hepimizde var ikizlere has bir durum değilki", diyorsanız da size tek diyeceğim şu olur ; sizde bu his 1'se bizde 100 kat kuvvetli. İnsanın düşünceleridir hareketlerine, eylemlerine ve daha da önemlisi geleceğine yön veren. O bakımdan bir insanın dün için heycan duyduğu ne varsa ondan bu kadar çok hızlı bir şekilde soğuması ciddi psikolojik sıkıntılar bile doğurabilir. Bir bakıma kendime üzülüyorum bu noktada. Yaklaşık 1 haftadır sanki böyle büyük bir boşluktayım gibi hissediyorum. Sanki sahip olduğum her şeyden uzaklaşmaya başlamış, hiçbir şey umrumda değilmiş gibi hissediyorum. Hoş zaten çok az şey umurumdadır normalde de ; ama neyse.

Velhasıl kelam, lafı uzatıp sizlere daha fazla "beyin amcıklaması" yaşatmadan yazıyı noktalayalım ve bir toplumsal mesaj vereyim. İkizler genelde sevilmeyen bir burç. Belki gevezeyiz diye, belki bu her şeyden neden çabucak sıkıldığımızı anlayamadığınız için veya belki de fikirlerimizin çabuk değiştiği için bilemiyorum. Ama size şunu dicem. Etrafınızda arkadaşınız, dostunuz, sevgiliniz felan herkim ikizler burcuysa sevin lan onları :D Zaten bakın bu durum bizi böyle boşluğa sürüklüyor. Sevin ki bizi boşlukta tek olmadığımızı hissedelim. Hea bu arada şuan depresif bir ruh haliyle yazdığımı sanıyorsanız avcunuzu yalarsınız. Gayette keyifliyim. Ama canın sıkılmıyor mu dersenizzz, bir volkanı patlatacak kadar çokkkk derim. Hepinizi kucakla öpüyorum derdim ama yalan olur. Samimiyetsiz mesajları sevmiyorum arkadaş :P Niye öpeyim hepinizi mk :D Zaten sizde beni öpmezsiniz. Hadi kalın sağlıcakla. Çok bilinmeyen ama bence 10 numara olan bir şarkıyı da sizlere kazandırarak yazımı noktalayayım.


Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown