İletişim Formu

 

Mutsuz Son

"Yapma!", diyor aklım; gitme tekrar tekrar yanına,
Sorma "nasılsın", diye; "bilme sensizken de iyi olduğunu",
"Acıtma canını bile bile",
"Bakma gözlerine",
"Duymayı isteme - seni sarhoş eden - sesini",
"Gülümsemesini isteyip aşık etme tekrar kendini".

"Sevmelisin !", diyor kalbim,
"Bir kere daha olsun duymalısın", diyor sesini,

"Hatırını sormalı, iyi olduğunu bilmelisin", diyor,
"Güldürmelisin", diyor; o güldükçe için ısınıyor...
Daha sonra: "belki...", diyor, kalbim.
Yapamıyor, gerisini getiremiyor...
Kalp bu ya; dayanamıyor;
"Ama"yla başlıyor bu sefer,
"Olsun"la devam ediyor,
"Yine de" ile kuruyor son cümlesini.
Bir şekilde avutuyor kendini.
Kapatıyor gözlerini ve dinliyor;

Yorgun ve gürültülü İstanbul'daki o müthiş sessizliği.

Her şekilde yanıyor kalbi;

Aklını da dinlese, kalbini de; kaybediyor Güneş'ini.
Gülemiyor çocukluğundaki gibi,
Karışamıyor insanların içine;

O'ndan önceki hayatı gibi...
Tüm zamanı durduruyor kendisi için,

Artık sadece gece doğan yalancı Güneş gibi,
Ay'ın parıltısıyla avutuyor kendisini.
ve birgün Ay'da tutuluyor; gömülüyor karanlığa,
Yapamıyor daha fazla, alamıyor nefesini.
Nihayetinde kendisini de gömüyor o karanlığa,
Tıpkı, gökyüzünde tutunamayan kayan bir yıldız gibi...


*Sahipli

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

0   yorum

Yorum Gönder

Cancel Reply