İletişim Formu

 

Rock-A Festivali


Rock-A, hiçbir sponsor desteği olmadan gerçekleştirilen ve giriş ya da konser ücreti/bileti olmayan bir festival. Hazırlık aşaması kolektif ve anti-otoriter bir sekilde gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Homofobi, bifobi ve transfobi konularında ise her yıl daha da duyarlılık ve farkindalik gelistirmeye gayret eden bir organizasyon. Bu yıl ise Siyah Pembe Üçgen ve İstanbul LGBTT'nin gerek stand gerekse atölye çalışmaları ile katılacağı festivale katılmak isteyenler için;
Festival deklarasyonu, sahne ve atölye programlari, Rock-A 2012 Mutfagi,
ulasim plani ve daha bir cok ayrintiya Rock-A'nın websitesinden buraya tıklayarak ulasabilirsiniz.
Haberin altıntı yapıldığı adres için tıklayın.

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown
Son günlerde pek çok alanda eşcinsellik üzerine çeşitli haberler yapılmakta, bir takım nefret söylemleri bazı insanlar tarafından halka yansıtılmaktadır. Geçtiğimiz haftalarda twitter ve facebook üzerinden süren tartışmalara bir yenisi daha eklendi.  Sokak röportajları yaparak halkın nabzını tutan bir site ile kampanya farklı bir boyut kazanmıştır. Her ne kadar bu tartışmaları bir Gay olarak "yersiz" bulsam da bazen halk tarafından algılanış biçimimizin nasıl olduğu konusunda bilgi verdiği için olumlu bir çalışma olarak da bakabiliriz. Hadi şimdi ilgili videoyu izleyelim ve yorumlayalım.



Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Saydınız mı bilmiyorum. Fakat 26 kişi içinden 15 kişi yasaklanmasın ve 11 kişi yasaklansın diyor. Yani genele vurursak %57.69 oranında yasaklanmasın , %42.31 oranında yasaklansın diyen insan var ve bunlar çok ciddi rakamlar. Önce yasaklansın diyenlerin savunmalarına bakalım ve sebepleri alt alta yazalım.

Yasaklansın diyenlerin savunmaları :
  • Avrupaya özenme, eski Osmanlı'da bunun olmayışı ve Türk erkeğinde bunun olamayacağı ; "adam gibi adam(?)" algısına ters olması,
  • Halkın hazır olmadığı inanışı ve eşcinsellik kavramının tam bilinmemesi,
  • Topluma göre aykırı bir durum olması,
  • Dine göre yasak olmasından dolayı,
  • Kız bulamama korkusu (kro demek istiyorum)
  • Oğlanları mı deyoonn ? He amca oğlanları deyor !
Şimdi ortaya çıkan komik ve ciddi mazaretlere bakacak olurasak; öncelikle bunun Avrupa'dan gelen bir şey olmadığını, hele ki özenilecek bir şey hiç olmadığını hetero bireylerin bilmesi gerekiyor. Gelen tüm kötülüklerin anası olarak Avrupa'yı suçlama psikolojisi bana aşağılık kompleksi gibi geliyor.

Halkın hazır olmadığı inancı ve eşcinselliğin bilinmemesi noktası gerçekten haklı bir sebep olabilir. Bu ülkemizdeki pek çok konuda tartışılan bir durum. Ülkemizdeki tüm farklılıklar  tabiri caizse bu tabu yüzünden tıkanıyor. Bunu aşmak için belki de eşcinsel bireylere ve örgütlerine çok daha fazla görev düşüyor. Ha banane halkın düşüncesinden diyenlerinizi duyuyorum. Ancak bir toplumla yaşadığımız için önemseme noktasında banane diyemeyeceğimiz bir durum bu.

Topluma ve dine aykırı olması noktası çok geniş bir konu olduğu için bunu şimdilik burada dile getirmeyeceğim. Bunun için ilerleyen günlerde geniş bir yazı hazırlamak istiyorum.

Kız bulamama korkusu en eğlenceli savunmaydı. Keşke gerçekten o yorumu şakayla yaptığına inanabilseydim krocan arkadaşın.

Son olarak oğlan diye bahsi geçen bir kavram var. Zamanında kız ve erkek çocukların tamamına oğlan denirdi. Örnek vermek gerekirse: Kaç oğlun var? diye sorulduğunda bir kız bir erkek cevabı verilirdi. Bu kelime gün geçtikçe gerçek anlamını yitirmiş ve eşcinsel erkeklerin üzerine yapışmıştır. İşte halkın hazır olmaması ve eğitilmemesi noktasından kasıt budur. Herşeyden evvel buna bir çözüm bulmak zorundayız.

Yasaklanmasın diyenlerin savunmalarına bakalım bir de :
  • İnsanların düşüncelerine özgürlük verilmesi,
  • Yasak olanın çekici olmasından korkulması,
  • Özel hayata saygı,
  • TERCİH'e saygı duyulması,
  • Bireysel özgürlüklere saygı,
  • Yasaklanabilecek bir şey olmaması !
  • Alan razı veren razı kime ne oluyor !
  • Kaos olmasından korkulması
Yasaklanmamalı diyenlerin de görüşü işte ortada. Hepsinden önce şu yanlışı düzeltmek istiyorum. Neden TERCİH kelimesini büyük yazdığımı merak ediyor olabilirsiniz. Belki pek çok eşcinsel arkadaşımız dahi bunun farkında değiller ancak iyi niyetle bile söylenmiş olsa ben bu kelimeyi kabul etmiyorum. Çünkü eşcinsellik bir tercih değildir. Eşcinsellik bir YÖNELİM'dir. Bu konu da çok detaylandırılması gereken bir konu olduğu için ileriki günlerde bunun hakkında da bir yazı yazmayı düşünüyorum.

Yasaklanmasın diyenlerin pek çoğunun ortak buluştuğu nokta Özgürlükler. Bu noktada ülke olarak çok fazla geride olduğumuzu zaten biliyoruz. Ancak inanıyorum ki yeni nesil öyle bir özgürlük inancıyla geliyor ki bizden sonraki nesil için özgürlük diye bir problem olmayacak. Bu noktada oldukça iyimserim.

Alan razı veren razı kime ne oluyor! 
yorumu en çok güldüren yorumlardan. Bu, bana eşcinsel temalı dizilerden olan Queer as Folk'daki baş karakterlerden Brian'ın patronunun ona eşcinsel olup olmadığını sorduğunda verdiği cevabı hatırlattı. Ancak biraz ahlak kurallarına uyarak düzeltme yaparak yazıyorum: 
İlgilendiğim penis seninki olmadığı sürece, bu senin problemin değil !
demişti. Çok gülmüştüm ve güzel bir cevaptı. Insanların özel hayatına bu kadar karışılması pek tabiki de doğru olan bir davranış değildir.

Bir başka konu olan yasaklanırsa kaos endişesine ise 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'den bir alıntıyla yorumlayalım :
Genelevleri kapatalım da halk bizi mi şey etsin?
demiştir. Aynı mantıktan yasakcıl bir yaklaşımın insanları isteklerinden vazgeçirme noktasında çözüm olmadığı artık her konuda görülmektedir.

Son olarak bir kaç tane gerçekten bilinçli ve açık fikirlilik noktasında fevkalede düşünen arkadaşın yapmış olduğu bunun yasaklanabilecek bir şey olmaması yorumuna değinmek istiyorum. Gönül isterdi ki keşke videoda tüm yorum yapan insanlar da bu görüş açısından bakabilselerdi. Çünkü aslında bu videoda tek geçerli savunma bunun yasaklanabilecek bir şey olmamasıdır. Çünkü bir arkadaşın da dediği gibi : "bu insan olmak kadar doğal bir şey." Keşke tüm insanlarda bunu anlayabilseydi. Çok sevdiğim bir sloganla bitirmek istiyorum :
Tiocfaidh âr lâ
Anlamı ; Irlandaca "Bizim günümüz de gelecek." Inanın arkadaşlar, bir gün bizim de özgürce dolaşabildiğimiz günler gelecek.

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

Türkiye ’nin ilk aktivist gay annelerinden Sema Yakar, oğlunun eşcinsel olduğunu öğrendikten sonra yaşadığı dönüşümle VogueTürkiye ’nin ağustos sayısında yer alan Yüzleşme sayfalarında yüzleşti. Yakar’ın hayatı, 2000’in mayıs ayında, 15 yaşındaki oğlunun eşcinsel olduğunu öğrenmesiyle değişmiş. Yakar o dönem oğlunun daha önce olmadığı kadar huzursuz olduğunu anlatıyor. Yakar oğlunun gay olduğunu öğrendiği anı şöyle anlatıyor:
“Üçümüz oturduk. Kız arkadaş konusunu açtık. Baktık sonuca varamıyoruz, eşimle flört dönemimizi anlattık. Dayanamadım, ‘Oğlum eşcinsel de olabilirsin. Sen bizim evladımızsın’ dedim. Önce inkar etti, sonra gözümün içine bakamadan, ‘Evet anne ben gay’im’ dedi. Yaşadığı kafa karışıklığını, bir erkeğe ilgi duyduğu için hissettiği suçluluk duygusunu, durumunu iki ay önce kabul ettiğini ve alışmaya çalıştığını anlattı.” 
Yakar, oğlunun 18 yaşına geldiğinde eşcinsellerin buluşma noktası Lambda Kültür Merkezi’ne gitmeye başladığını ve kendisinin de oğluyla Lambda’ya gitmeye başladığını anlatıyor. Yakar 2006’da Radikal ’de yayımlanan yazı dizisinde ailelere seslenen bir yazı yazarak eşcinsel çocuklara destek olmak gerektiğini vurgulamış. Yakar şu sözlerle devam ediyor: “2008’de iki anne Floransa’da, gay lezbiyen çocukları olan ailelerin toplantısına gittik. Çektikleri belgeseli getirdik, her gelene seyrettirdik. Biz de bir belgesel yapalım dedik. Yönetmen Can Candan belgeseli çekmeye istekli olduğunu söyledi. Yedi ebeveyn yaşadıklarımızı anlattık. Adını ‘Benim Çocuğum’ koyduk. Her aile çocuğuyla ilişkisini sorgulasın, aile olmak ne demek tekrar düşünsün. Amacımız homofobi ve transfobiyi kırmak.”
Haberin altıntı yapıldığı adres için tıklayın.

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

Ölmeyeceksin

Geçti zaman... Uzunca bir zaman,
...Yine kayboldu Güneş,
Ay da gecikti bu gece,
Yıldızlarsa parlamıyor bile.

Ne hüzün ne nefret var bu gece,
Korkuyorum oğlum;  hem de delice.

Korkuyorum oğlum ! Evet,
Unutuyorum yaşananları,
Yazıp yazıp sildiklerimi,
Kelimelere dökemediklerimi. 

Hayır oğlum ! Ne güzel, değil işte.
Canım daha az yanıyor aklıma geldiğinde;
Ama daha az aklıma gelmen,
Daha çok yakıyor canımı işte. 

Ölmeyeceksin;
Ne benden önce, ne benden sonra.
Beraber çıkacağız Tanrı'nın huzuruna.
Hani herkes diyor ya :
"Cehennem ısınacak sizinle!",
Aşksa sebebi Cehennemin;
Birlikte yanacağız en sıcağında.
Lakin; aşkı yaratan da Tanrı,
Aşkın en parlağıyla saracak etrafımızı. 

*Sahipli

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown
Tatmadan dudaklarını,
Değmeden tenin tenime,
Soğukta ısıtmadan bedenimi,
Susup saatlerce izlemeden gözlerini,
Karışmadan kalabalıklara; tutup ellerini,
Bir tepede sarılıp beline; izlemeden batan güneşi,

Sessiz, sebepsiz, bir başıma sevdim seni.
...Ya bir de bunları yaparken sevseydim seni ???

*Sahipli

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

Bazen

Bazen aklımdaki yegane dileksin;
Her yıl mumlar yeniden söndüğünde...
Bazen kayan parlak bir yıldızsın;
Bakıp da gördüğüm gökyüzünde...

Bazen sessizce ettiğim duamsın;
El açıp Tanrı'ya dil döktüğümde...
Bazen kalbime giden adrenalinsin;
Değdiğinde gözlerin gözlerime...

Hepsinden öte;
Aslında bir kaç damla yaştın;
Kalbimden damlayan gözlerime...

*Sahipli

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown
Ne sen sor : "Neden ben?", diye,
Ne ben anlatayım : "Çünkü sen...", diye...
Tanrı bile yasaklamışken seni bana,
Sakın sorma "Seviyor musun?" diye bana...

*Sahipsiz

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown
Bir kez daha döndüm baktım ardıma dün gece,
Yaşadığım bütün bir geçmişe.
İsyan değil bir 'sitem' başladı içimde,
Hem kendime, hem kaderime...

'Helâl' kılınana değil, 'Haram' sayılana yanaştım,
Bu seçimi doğarken ben yapmadım.
Yapamadığım bir seçimin günahını yaşıyorum,
Hemen hergün Cehennem'den kaçıyorum...
  
Nasıl ki 'Adem' dünyaya sürüldüyse,
Ben de Aşk'dan sürüldüm öylesine.
Öteki dünyada da Cehennem var bize,
Madem öyle;
Kendi Cennet'imizi kuralım Cehennem'lerin içinde...

*Sahipsiz

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

Güneş'im

Kimisi dedi ki: "Ölünce Cennetliksin",
Kimisi ise: "Sen Cennete ait değilsin !"...
Gülümsedim içten içe hepsine,
Bilmedikleri çok şey vardı elbette...
Tek bir Güneş'imle ölmeden de Cennet'teydim zaten ben,
Tek bir Gece'mde ise Cehennem'de ölmekten beter bir halde...

*Sahipsiz

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

Aşığım

Derler ya; zamanla unutacaksın,
Acın gün ve gün hafifleyecek,
Sıradanlaşacak yaşananlar,
Anılar buhulanacak,
Yeni insanlar, yeni dünyalar...
Belki gerçekten de o "layık olduğun", "daha iyileri" çıkacak karşına...
Herşey daha güzel olacak, herşey daha güzel olacak...

Ama bir kez olsun, hayat sormaz ki sana;
İstiyor musun, zamanla unutmak.
Acında bile O'nu hissederken; gün ve gün uzaklaşmak.
Kaybetmek anıları...
Peki ya o "layık olduğun" yeni insanlar (?)
Kim istedi ki onları? Nerden çıktılar ki?
Oysa tek bir isteğim vardı;
Değilse bile "Layığım", O olmalıydı "Aşığım"...

*Sahipli

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown
Bir yağmurum şimdi; gri ve boş sokaklara damlayan,
Bazen bir çiseleme, bazense -sana inat- sağanak yağan.
Ne bir tutanım var artık, düştüğümde,
Ne de beni bekleyen bir dudak, yeryüzünde...
Artık bomboş, tek bir yol var önümde,
Gri ve soğuk bulutlardan, gri ve soğuk yeryüzüne...

*Sahipsiz

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

Mutsuz Son

"Yapma!", diyor aklım; gitme tekrar tekrar yanına,
Sorma "nasılsın", diye; "bilme sensizken de iyi olduğunu",
"Acıtma canını bile bile",
"Bakma gözlerine",
"Duymayı isteme - seni sarhoş eden - sesini",
"Gülümsemesini isteyip aşık etme tekrar kendini".

"Sevmelisin !", diyor kalbim,
"Bir kere daha olsun duymalısın", diyor sesini,

"Hatırını sormalı, iyi olduğunu bilmelisin", diyor,
"Güldürmelisin", diyor; o güldükçe için ısınıyor...
Daha sonra: "belki...", diyor, kalbim.
Yapamıyor, gerisini getiremiyor...
Kalp bu ya; dayanamıyor;
"Ama"yla başlıyor bu sefer,
"Olsun"la devam ediyor,
"Yine de" ile kuruyor son cümlesini.
Bir şekilde avutuyor kendini.
Kapatıyor gözlerini ve dinliyor;

Yorgun ve gürültülü İstanbul'daki o müthiş sessizliği.

Her şekilde yanıyor kalbi;

Aklını da dinlese, kalbini de; kaybediyor Güneş'ini.
Gülemiyor çocukluğundaki gibi,
Karışamıyor insanların içine;

O'ndan önceki hayatı gibi...
Tüm zamanı durduruyor kendisi için,

Artık sadece gece doğan yalancı Güneş gibi,
Ay'ın parıltısıyla avutuyor kendisini.
ve birgün Ay'da tutuluyor; gömülüyor karanlığa,
Yapamıyor daha fazla, alamıyor nefesini.
Nihayetinde kendisini de gömüyor o karanlığa,
Tıpkı, gökyüzünde tutunamayan kayan bir yıldız gibi...


*Sahipli

Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown