İletişim Formu

 

Aşk'ın İlk 5 Günü ( Bölüm-2 )


   Aşk'ın İlk 5 Günü ( Bölüm-1 ) 'e gitmek için tıklayınız...
İşte böyle bir kafa yapısında çocuktum. Derken arkadaş resmini atmak istedi. Çocuk da resmi atmak istediğinde ilk defa birinden hoşlanmışım bu kadar ya : "atma", dedim. Ben görmek istemiyordum. Bir süre daha böyle devam edelim dedim. Resimden ne olacak demeyin. Resmi görünce bazen herşeyin büyüsü bitebiliyor. Dış görünüşe önem veriyorum sanmayın sakın. Çok yakışıklı veya çok çirkin olmasından bahsetmiyorum kesinlikle. Kafa yapımız uyuşmuşken bu denli, resim tamamen önemsizdi bana ve görmek istemedim. Ancak baktım ısrar ediyor peki dedim. Resim yüklendi  ve açtığımda abartısız diyorum içimde çok fena bir kıpırtı oluştu. Sanki böyle dalga dalga başlayan şeyler içimde bir anda Tsunami'ye dönüşmüştü. Çok yakışıklı vs demiyorum - gerçi benim gözümde şuanda ondan yakışıklısı yok - ancak böyle birden duygularım çoşmaya başladı. Daha 2 saat önce kendini ağır satan ben, temkinli hareket eden ben, abi başladım böyle iyiden iyiye çocuğa yazılmaya :P Epeyce muhabbet ettikten sonra baktım karşılıklı güzel bişiler var gerçekten. Telefon numarasını istedim hemen. Aynen düşündüğünüz gibi
I just met you and This is crazyy. Here's my number. So call me maybe.
moduna girdim :P Ama bakmayın böyle heycanlı, harika şeyler yaşadığıma. Öyle bir uykum var, öyle bir yorulmuşum kafamı taşıyamıyorum. Telefonu da aldıktan sonra. Bin tane özür dileye dileye artık yatmak istedim.

Kapatım bilgisayarı, yatağın içinde sağdan sola dönüyorum. Abi sıcak da değil hava hani. Demin uykudan gözlerini açamayan çocuk bu sefer uyuyamıyor. Şimdi bu kısmı Kanımın Kanı da bilmiyor. İlk defa burada okuyacak. Aldım elime cep telefonumu 07.00 - 07.03 - 07.05 - 07.10 ve 07.15 e  tam 5 tane alarm kurdum. İlk alarmın ilk sesine yataktan fırladım. Normalde o saatte kalktığımda 40 kere söylenen ben ilk cızırtıda zıpladım kalktım. Neden? Çünkü direk ilk Günaydın mesajını yazcam :P Çokta Romantiğimdir :$ Şimdi ilk mesajı yazıp yazıp siliyorum felan. Zaman geçiyor. Sırayla 03 05 07 10 15 deki alarmlar çalmaya başladı. Ben halen mesajı bitiricem de göndercem :P Neyse sonra güzel bir yazı oluşturdum, yolladım. Fiziksel olarak öyle yorulmuşum ki bir önceki gün. Bisikletin selesi yüzünden apış aram, çanta yüzünden omuzlarım, yüzdüğüm için kollarım nasıl ağrıyor. Yatağın içinde bile zor dönüyorum. Hamlamışım iyice :P

Sonra ilk defa telefon elimde, cevap beklerken uyumuşum. Birden ttireşimle mesaj sesine uyandım. Cevap gelmişti. İlk mesajlaşmalar başladı ve saat 8 i biraz geçiyor. 3. güne girdik. Beni ama görmeniz lazım. Tek gözüm açık cevaplar yazıyorm. Mesajın gelmesini beklerken o 2-3 dakkalık arada tekrar dalıyorum uykuya.  O kadar garip bir şey ki bu. Müthiş derecede çocukla mesajlaşmak istiyorum ama kafamı kaldıramayacak kadar yorgunum. Bi yarım saat kadar böyle mesajlaştıktan sonra ben yine bin tane özür dileyerek uyumak istedim :P Kanımın Kanı da zannediyor ki ben zaten sabahın 7 sinde enerjik kalkmıştım hemen mesaj atmışım. Oysa yok öyle bir dünya Kanımın Kanı. Seni az da olsa etkiliyim diyeydi bunlar. Şimdi biliyorum az biraz utanmış ve tatlı bir tebessüm vardır yüzünde. İşte buna bile değerdi tüm o uykusuzluk hallerim.

Neyse romantizmi bırkaıp devam ediyorum. Saat 12 olmuş 1 e geliyor ve ben yeni uyanıyorum. Kahvaltı yapmış herkes evde, hiç hazırlayalım bişi diyen de yok :P Ben de gittim bir tost yedim. Tam bitirdim telefonu elime aldım Kanımın Kanı mesaj attı. Uyuyor musun halen diye. Kalp Kalbe karşı abi yapcak bişi yok. Başladık akşama kadar mesajlaşmaya. Öyle şeyler yaşıyorum ki inanması güç geliyor. Sürekli aklıma : "abi bir insanın fikirleri bu kadar uyumlu olamaz. Kesin kimseden hoşlanmadım diye benim malum azucuk piç akadaşlarım feyk hesap açtılar benle kafa buluyorlar", diye bile düşünüyorum.

İlk defa birinin sesini duymayı istedim. Akşam arayacağım diye sözlendik. Akşam oldu almanyadaki halamlar geldi. Evi görmeniz lazım ama, ufak bir aşiret toplantısı gibi. 3 halam 1 amcam, 3 ablam, eniştemler, onların çocukları felan. Çümbüş var yani bayramın son günü evde. Babannem sülalenin en demirbaşı olduğundan ve bizle yaşadığından son akşam böyle bir yığılma yaşandı. Bir türlü evden çıkamıyorum ki gideyim de Kanımın Kanı'yla konuşayım. En sonunda bir boşlukta attım kendimi dışarı. Sözleştik konuşucaz. Sanki ben öpüşmeye gidiyormuşum gibi heycanlıyım :P Ben bu yaşıma kadar çok fazla telefon kullanmış değilim. Aylık sadece her yöne 5bin sms ve internet paketi yaparım, kalan tl ile de konuşmalarıma fazlasıyla yeterdi. İlk kez konuşmak için 2 hafta önce tl yüklememe rağmen tl yükleteyim dedim. Ağzım kulaklarımda telefoncuya girdim. Adam direk mesajliaşmak için mi konuşmak için mi alıyorsun dedi. "Sanane lan Allah Allah", diyecekken, var heralde bir bildiği diye düşündüm. Konuşmak için alıyorum dedim. Nedendir bilmiyorum adam sanki hazine sırrı veriyormuş bir havada : "sana nar yapalım", dedi. 150 tl yapalım 30 tlye dedi. Sms paketim zaten var : "Eyi", dedim "yap gitsin". Verdim parayı koşar adım parka gidiyorum. Aksilik bu ya yolda, yıllardır görmediğim arkadaşlar denk geliyor. Bayramlaşma fasılları felan. 10 dakka uzaktaki parka yarım saatte gittim :P Ama nasıl gittiğimi bir de bana sorun. Yolda belki 1500 defa giriş konuşmasını nasıl yapacağımı tasarlıyorum. Salak salak konuşma repliklerime gülüyorum kendi kendime giderken felan.

Sonra hep uzaktan izleyip imrendiğim bir olay vardı. Parklarda felan arkadaşlarla takılırken böyle kuytu köşelerde telefonla konuşanlar olurdu. Ne yalan söyliyim hep içim giderdi, içimde bir yer acırdı, imrenirdim. Ciddi ciddi böyle ben de birgün telefonla sevdiğimi arayacağıma inanmazdım. Yok öyle ne ezik adamsın felan muhabbetlerine girmeyin şimdi. Adam yerine koyduk en özelimizi anlatıyoruz size bakın. Neyse geçtim kuytu köşelerden birine "Bismillah", diyerekten bastım tuşlara. İnanın nasıl ilk cümleye girdim hiç aklımda yok şuanda. O kadar flu o kadar bulanık ki o an zihnimde canlandıramıyoruım bile. Neyse bundan sonrasını okurken emin olun kahkahalar atacaksınız. Kanımın Kanı da bu muhabbeti bilmiyor. İnşallah o gün söylediğim yalan için kızmaz bana şimdi okuyunca. Ama çok masumanece bir yalandı. Eminim okurken o da gülecektir. Neyse başkladık konuşmaya. Herşey harika gidiyor felan. Hayallerimi yaşıyorum yani resmen. İlk defa aşık olmuşum. İlk defa birini bu denli şevkle arıyorum. Dakikalar abartmıyorum bildiğiniz su gibi akıyor. Derkeeeenn komedi başlıyor şimdi.

Çatt birden telefonum meşgule düşüyor. Bende bir panik ama görmeniz lazım. Dedim "sanırım arkadaşlarından biri geldi yanına ve kapatması gerekti", felan diye düşünüyorum.  Bir iki dakka bekleyip dayanamayıp tekrar arıyorum. Neyle karşılaşayım? Ağır travmatik bir durum bu :P Telesekreter çıkıyor ve telefonumda yeterli bakiye kalmadığını söylüyor. Tam ben o kadının sesini duyar duymaz beynimden kaynar sular dökülmeye başladı. Ya diyorum nasıl olur tam 49.59 dakka konuşmuşuz daha. 150 tl + telefondaki tl nasıl biter diyorum. Bir yandan da Kanımın Kanı'nı düşünüyorum ona ne diyeceğim diye. İlk görüşmeden tl bitti denir mi. Nasıl bir rezillik nasıl bir komedi. Kendime nasıl kızıyorum ama niye daha fazla tl almadım diye. Sonra mühendis zekam devreye girdi. Dedim panik yok. Durumu toparlayacağız şimdi. Samimi olarak söylüyorum yalan söylemekten de duymaktan da nefret ederim ben. Direk telefonu kapattım. Pilini bile çıkardım :P Koşar adım telefoncuya gidiyorum. Niye?  Çünkü bir 30 tl daha yükleyip eve dönmeden Kanımın Kanı'nı arayayım diye. Ulan yolda da giderken de düşünüyorum. "Gençturkcell + GencPlus tarifem sebebiyle 5 dakkası 0.5 tlye konuşuyor olmam gerekiyor", diyorum. Ufak bir matematik hesabı yapabilen herkes 150 tl ye bu hesaptan 50 dakkadan fazla konuşulacağını bilir. Hatta sayısal zekamı konuşturarak, bunca olaya rağmen yolda giderken tam dakkasını da hesaplayıp "1 tl ye 10 dakkaysa diyorum 150 tlye 1500 dakka olması lazım", diyip iyice kafamı karıştırıyorum. Acaba diyorum her yöne felan mı değildi tarife. Yoksa ben mi yanlış biliyorum felan diye düşünürken, girdim telefoncuya. Ya usta dedim: "bizim nar paketi olmadı mığğğ?" Ama sorarken ses tonumu duysanız süt dökmüş kedi gibiyim. Adam kafa bulcak diye de korkuyorum. "Yok bilader ya", dedi yapamadık. "Niyeyse olmuyor", dedi senin hattına. O lafı dedi ya ben içimden nasıl küfür ediyorum ama. "Paranla rezil olmak" değiminin hayata geçti noktadayım çünkü. Şimdi bana : "E delikanlı hani açık sözlüydün dışından da etseydin ya o sözleri niye diyemedin", diyorsanız, dükkanda akrabası olan yaklaşık 8 kişi vardı :P Yani kısa bir hesap yaparsak ben daha kapıya çıkıp arkadaşları çağırmadan beni zilyon tane parçaya ayırabilirlerdi. Neyse hiç istifimi bozmadım. İstanbul Beyefendisi tavırlarımla : "peki 30 tl direk yüklermisiniz", dedim ve hemen yükletip koşar adım çıktım.

Daha parka gitmeyi düşünmeden telefonu açtım direk Kanımın Kanı'na mesaj atıyorum. "Eve gittin mi arayacağım, müsait misin?", diyorum. Bunu derken yanına durumu açıklmak için ne diyorum dersiniz ?? Hani zaten sıçmışım artık sıvama bölümündeyim. "Şey telefonum birden kapandı, şarjı da var niye böyle oldu acaba diyorum. Hemen arkadaşın telefonuna taktım hattımı yeniden arıyorum seni ", diyorum. Oysaki rezilliğim yukarda okuduğunuz gibi. Cevap gelmesini beklemeyemeden aradım direk. Fakat ne yazık ki Kanımın Kanı şarjım bittiğini düşünerek eve dönmüş bile ve ortam müsait değilmiş konuşması için. Hemen kısa bi konuşma yapıyoruz ve ilk defa kısık sesle de olsa Seni Seviyorum kelimesi dilimden dökülüyor bir insana. Ama öyle bir utanıyorum, öyle bir hoş ve garip geliyor ki bu bana ruh halimi tam olarak özetleyemiyorum burada sizlere ve kapatıyoruz. Yatmadan onceye kadar mesajlaşmalar devam ediyor felan. Akşamına da tekrar araşıyoruz felan.

Bugün 5. günümüz. Öyle farklı öyle özel şeyler hissediyorum ki kendimi şaşırmış durumdayım. Laf olsun diye değil evdeki herkes değişikliğin farkında sürekli soru soruyorlar. 5 gün gibi kısa bir sürede nasıl bu hale geldim halen aklım almıyor, bir rûyayı yaşadığımı sanıyorum. Düşünün ben İstanbul dışı olmasın diye götünü yırtan biriydim. Sebebi uzaktan yaşanacak bir aşkın sanal kalacağına, aşkın çok daha farklı bir şey olduğuna inanırdım. Çünkü ben istediğim zaman sevdiğimi görebilmeliydim. Daha önce teklif edenlere de hep mesafe bir bahanem olmuştu zaten. Şimdi hepsinden özür dileyerek şunu söylemek istiyorum. Erkek arkadaşım, hayatmın tamamı, bugünüm ve geleceğim, Kanımın Kanı olan insan Kars'da yaşıyor ; ama Kütahya'da okuyor. İlk fırsatla beraber okullar açılır açılmaz hafta sonu Kütahya'ya gideceğim. Zaten 3.5 saatlik yolmuş. Ben evimden Taksim'e giderken bile 2 saatten fazla zaman geçiyor. O yüzden ilk defa mesafeyi bahane etmiyorum. Aslında etmiyor değilim edemiyorum. Böyle güzel bir şey yaşarken sesim bile çıkmıyor. Belki de böylesi daha hayırlı diyorum.

Hani okuyan arkadaşlar hangi dine inanıyorlar veya inandıkları bir şey var mı bilmiyorum ; ama şöyle bir şey geliyor aklıma. 22 senedir yaşadığım bu yalnız hayatımın ve samimi olarak hiç bir pisliğe bulaşmamış olmanın verdiği gönül rahatlığıyla sanki kendimi bir ödül kazanmış gibi, ilahi bir gücün takdiriymiş gibi hissediyorum. Her zaman söylüyorum, Allah her zaman kalpten seven, niyeti temiz olan herkesin yanında olduğuna inanmışımdır. Doğru veya değil, ben buna inanmayı istiyorum. Allah'ımın yanımda olduğunu hissediyorum. Çünkü bu kadar harika şeyleri 5 günde yaşayamazdım tek başıma. Seni bir bayram günü bana gönderdiği için, bunca yılın acısını bir anda sildiğin için Allah'ıma ne kadar şükretsem azdır. Sana da söylemiştim daha önce Kanımın Kanı, ben seninle bir ömür boyu beraber olmak istemiyorum. Tüm kalbim ve ruhumla söylüyorum ben ahirette de sağ yanımda seni görmek istiyorum.

Son olarak asıl önemli olan başka bir noktaya gelmek istiyorum. "Bilader ne diye bunları bize ballandıra ballandıra anlattın, nispet yapar gibi", diyen varsa. "Sanane lan hoşşik benim çöplüğüm burası, ilk defa aşık olmuşum tabi ki hem herkes bilsin istiyorum hem herkesten saklamak istiyorum", demek istesem de, ukala pislik demenizden korkarak şu açıklamayı yapıyorum ;

Yazımı okuyan insanlar içinde biliyorum ki her yaş grubundan insanlar var. Genç veya olgun ; yaşınız ne olursa olsun, aşka inancınız varsa bunu kaybetmeyin. Bakın 22 sene tek bir kişinin kokusu sinmeden içime hep hayatı izleyerek yaşadım. Neredeyse gerçekten birine hiç bir zaman aşık olamayacağıma inanmaya başlayacakken şimdi böyle bir şey yaşıyorum. İçinizdeki o güzelliğe her zaman sımsıkı tutunun. Bırakın çevreniz size isimler taksın. Kezban desinler, bakir desinler vs. Birkez yaşayacağınız böyle bir şey, Onların bir ömür boyu yaşadıkları herşeyi katlayarak ezecektir. Çok sevdiğim ve her zaman inandığım bir sözle ve Mert El Khalisi isimli Gaydeşimin dün akşam gönderdiği ve tam olarak ruh halimi yansıtan şarkıyla nihayet noktalıyorum.  Paul Auster usta demişti ki ;
Hergün yüzlerce hayal kurar insan ve hiç biri gerçek olmaz ; ama bir gün bir gerçek yaşarsın, hiç bir hayale sığmaz.
ben o gerçeğimi yaşıyorm. Umarım en kısa zamanda sizde gerçeğinizi bulursunuz. Sevgi'yle, Aşk'la kalın...


Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

6   yorum

Adsız dedi ki... 24 Ağustos 2012 00:15
Çok ama çok güzel, kıskadım, gıbta ettim hatta kendi adıma üzüldüm, bir arkadaşıma dahi bahsettim dün yatarken fenaydım diye, onun yorumu sen hiç böyle bir şey yaşamadığın için oldu, evet doğruydu yorumu :( sen gerçekten(seni tanıdığıma inanıyorum) her şeyin en temizine layık bir çocuksun, sevginin ömür boyu daim olması dileğiyle...Ahmet SOLMAZ
Bir tanesin Ahmet abim çok teşekkürler söylediklerin için. Böyle güzel laflar söylenince hemen gözlerim dolar benim. Öyle sulu göz değilimdir hiç ama niyeyse hep böyle olur :) Benim için söylediğin ne varsa keza inanarak söylüyorum sen de hepsine fazlasıyla layıksın abim :) Zaten daha önce de dediğim gibi çok benziyoruz birbirimize. İnanıyorum sen de çok çok güzel, çok az kişinin sahip olabileceği bir gerçeği yaşayacaksın abim :)
Adsız dedi ki... 25 Ağustos 2012 17:55
Teşekkür ederim abicim, inşaallah olur. Çok fazla şeyde istemiyorum, başımı yaslayabileceğim ve orda benim için atığını inandığım bir kalp yeter artar bana. Sana gelince :))face den takip ediyorum, tek dileğim sevginizin artarak devam etmesi ve hiç bir engel tanımaması, yüzünüzden tebessüm hiç eksik olmasın ve Allah nazarlardan korusun....Ahmet SOLMAZ
bi tanesin abim gerçekten çok saol :) inşallah olacak senin de ilerleyen günlerde :)
Tebrikler, umarım ömür boyu sürer mutluluğunuz, yazının sonundaki söz de çok güzelmiş, +görünüş benim için önemli değil kafama göre olsun yeter yalanını da artık bir kenara bırakalım pek sevgili okuyucular diyerek yazın üzerinden millete bir gönderme yapayım yazı bu sonucu veriyor çünkü ;) sonuç olarak çoğumuz için görüntü çoğu şeyi değiştiriyor diyerek öz eleştirimi de yapıp kaçıyorum :) selametle...
Maalesef ki o güzel günleri bitirme kararı aldık günler önce. Dünyada güzel olan şeylerin kısa sürmesinden midir bilemem, sorunları aşamadım. Aslında boku dünyaya, kadere atmaya da gerek yok. Farkettim ki bu kadar aşk meşk derken ben yalnızlığa o kadar alışmışım ki 2. bir kişiyi kaldıramıyorum bile. E ne diye yazı halen duruyor dersen de bu yazı aşka olan inancımı taze tutuyor. Artık istemiyor bile olsam bir başkasıyla bir hayatı, o duyguyu unutmak da istemiyorum.

Yorum Gönder

Cancel Reply