İletişim Formu

 

Korkunun Kendisine Yenilmek !


Selamlar ; herkes kadar sıradan, herkesden farklı ve en güçlü insanlara,

Bugün yazmak istediğim konu başlıkta belirttiğim ve son 2 gündür hayatımı neredeyse alt üst etme noktasına getirmiş olan bir konudur. Hepimizin çeşitli korkuları vardır. Benim de öyle. Öyle zamanlar ki gelir ki ottan boktan nem kaparız. Şimdi konuya girelim. Bir önceki 2 yazımda belirttiğim gibi bulutların üstünde koca 1 hafta geçirdim. Hayatın ilk defa bu kadar uzun süre bana çelme takmadan gittiği ilk kez oluyor derken ilk çelmeyi yedik. Kaç gündür zaten böyle bir anın geleceğinden korkuyorumdum ki en nihayetinde geldi de. Olaya geçelim şimdi.

26 Ağustos'ta bildiğiniz gibi ilk kez yaşadığım aşk'ın, ilk haftasını doldurmuştum. Herşey o kadar harika ve toz pembe gidiyordu ki sürekli bir yerden bir çelme bekliyordum. Hani bazı insanlar vardır, hayattın sürekli tüm ibneliğini sanki hep bu insanlar yaşar. Zaten sürekli ters giden bir şeyler olmaktadır hayatlarında. Bu yüzden de mutlu oldukları her an, o mutluluğu kaybedecekleri anın korkusuyla geçirirler. İşin en kötü yanı da o an gerçekten geldiğinde mutluluğun tadını bile çıkaramamış olurlar. İşte ben de bir haftadır böyle bir diken üstündeydim. Derken dün o diken batmaya başladı birden.

Erkek arkadaşım Kanımın Kanı'yla ilişkimizle alakalı özel bir konuda muhabbete başlamıştık. Çok açıkca konuşulanlar hakkında yazmak istesem de o kadarının özel hayat diye bir gizlilik bırakmayacağını düşündüğümden yazamayacağım. Neyse konuşmanın bitişine yakın, biraz hoşnut olmadığım bir durum ortaya çıktı. Aslında hoşnut olmaktan ziyade şaşırdığım ve endişelendiğim bir sorundu. Bunun sonucunda Kanımın Kanı birden bire bana hiç beklemediğim bir şekilde : "durumdan dolayı mutsuz olursam ve gitmek istersem anlayabileceğini", söyledi. Tamamen şok geçirmiştim. Çünkü söylediğim ve yazdığım hiçbir şeyde ne bir abartma ne de bir lakayılık yoktur. Samimi olarak sadece hissettiklerimi söyler ve yazarım ben. Herşeyimin ilki olan ve ilerde olmaya devam edecek kişinin yaptığı bu yorum karşısında kaynar sular döküldü başımdan aşağı. Hani ben : "ne olursa olsun benimsin, sen gitmek istersen bile ben seni bırakmam" demesini bekliyordum. Çünkü benden benim iyiliğimi düşünerek bile olsa vazgeçebilmesini dahi düşünmek istemiyorum ben. Nitekim söylediklerinden sıkıntı duyduğumu kendisine ilettim. Neden bunu söylediğini açıklamaya çalışsa da moralim o kadar bozulmuştu ki açıkcası çok dinlememiştim. Sonrasında tatmin olmadığımı anlamış olacak ki aramak istedi beni. Ancak ben canımın o denli sıkılmasından dolayı ve kendimi çok iyi bildiğim için açmak istemedim telefonu. Çünkü açsaydım biliyorum ki kelimeler düğümlenirdi boğazımda ve konuşamazdım. Belki çocukluk, belki biraz gurur  diyin buna ama açmadım - açamadım - telefonu. Sonrasında Kanımın Kanı mesaj attı ve : "zar zor cesaretini ve gururunu toplayıp aradığını ve sadece beni sevdiğini söyleyip kapatmak istediğini ama benim açmadığımı", söyledi. Bundan dolayı çok zoruna gittiğini söyledi. Açıkca konuşmam gerekirse hayal kırıklığını başta yaşayan ben olduğum için onun canının sıkılmış olması çok düşündürmedi beni. Hatta sanki gençlerin trip atma durumları vardır ya ona benzettim. Mağdur olan ben, üstüne trip atmaya çalışan o diye düşündüm. Birkaç tane daha gergin şekilde mesaj yazıp konuyu ertesi güne bırakmak istediğimi söyledim. Böylece sakin kafayla konuşabileceğimizi düşünüyordum. O kadar kötü olmuştum ki gözlerim dolmuştu. Hani bildiğiniz şok olmuştum o lafa çünkü. Hani neden bu kadar zoruma gittiğini anlamıyorsunuzdur. Çocuk senin için demiş diyorsunuzdur belki ; ama anlamanız için şunu söylemek istiyorum. Benim bu hayatta ne anneme ne de babama karşı dahi en ufak bir beklentim  yoktur. Çünkü tanıdığım herkesin bana yaşattığı büyük acılar olmuştur şimdiye kadar. O yüzden bende öyle bir karakter yerleşti ki ben elimde olmadan kimseden bir beklenti içine giremiyorum artık. Bu sebeple kimsenin söyleyeceği hiçbir şey benim tam anlamıyla canımı yakmaz. Fakat konu Kanımın Kanı olunca durum farklı. Benim şuanda yaşadığım hayatta belki tek beklenti içerisinde olduğum insan o. O kadar insanın boşluğunu üzerine yıktığım tek insan o. Bu sebeple bana söylediği çok ufak sözler bile beni kahredebiliyor. Umarım niye bu kadar zoruma gittiğini anlamışsınızdır.

Neyse 2-3 saat geçti olay üstünden. Yıllardır beklediğim, hayalini kurduğum ilişkinin böyle bir şekilde noktalanamayacağını biliyordum. Yani tüm herşeyi kenara bırakın Seviyordum abi. Sevmeyi de bi kenara bırak Aşık olmuştum. Bir yandan o herkesi kolayca silen tavrım Kanımın Kanı'nın söylediği sözü hazmedemiyor belki az biraz da gurur yapıyor, bir yandan da asla bırakamayacağımı biliyordum. Böyle ikilemle dolu ölüm gibi bir 2 - 3 saat geçirdikten sonra aşkla gururun yan yana yaşamayacağını çok iyi bildiğimden akşam 11 gibi aramak istedim. Çünkü yarına kadar uzun bir zaman olduğunu, o kadar beklemeye dayanamayacağımı, bir an önce muhabbetimizi düzeltmek istediğimi Kanımın Kanı'na söyledim. Her zaman müsait olmadığımız için aramadan önce mesaj atıyoruz ve müsait olup olmadığını soruyoruz. Sonuç olarak mesajı attım ve cevap gelmedi. Düşünün böyle bir olay üstüne cevap alamayınca ben 2 kat moral bozukluğu yaşadım.

Saat 1 oldu. Uyuyamıyordum zaten. Derken birden mesaj geldi.  Kanımın Kanı gönderdiği mesajda ; hastahaneden yeni geldiğini, strese bağlı atak geçirdiğini ve geceyi hastanede geçirdiğini söyledi. Fakat şuanda iyi olduğunu endişelenmemem gerektiğini yazmıştı. Bakın çok samimi söylüyorum ben böyle hastahane ve ölüm gibi sıkıntılı durumlarda çok garip oluyorum ve ağlayamıyorum. Hani bazı insanlar "içine ağlarlar", derler o hesap benimki de. Fakat ilk defa hastahane kelimesini daha duyar duymaz, kalbim deli gibi çarpmaya başladı. İnsanlar "elim ayağım boşaldı", derler ya aynı öyle hissettim. Başımdan kaynar sular dökülüyordu tekrar. "Müsait misin?", felan diye sormayı bile düşünemeden direk telefonu aradım. Ancak telefonu meşgule attı. Hemen arkasından bir mesaj daha geldi. Ailesinin etrafında olduğunu ve o anda konuşamayacağını söyledi. Sonunda yine iyi olduğunu endişelenmemi söylüyordu. Ama tahmin edebilirsiniz, o haldeyken endişelenmemem mümkün mü? Yazdığım onca sözde, gözünden akacak tek damla yaşta ölecek olan ben, saçma sapan bir mevzu yüzünden  Kanımın Kanı'nın atak geçirmesine neden olmuştum. Bu nasıl bir ironiydi. Kendime nasıl kızıyor, nasıl küfrediyordum. Nasıl bu kadar aptal olabilirdim diye hayıflanıyordum. Bakmayın böyle mantıklı kafayla düşünüyormuşum gibi yazdığıma. Salya sümük ağlıyordum o an. Hani telefonu arasa konuşmaya çalışsak  bile hiçbir şey söyleyemezdim sanırım. Herşeyimin ilki olduğundan ilk kez ailem dışından biri için ağlıyordum. Elim ayağım titriyordu. Hani evde biri girse odama o halimi görse sıçtım. Bir de onlara açıklama yapmak zorunda kalacağım diye sürekli salonu gözetliyordum. O an tek yapmak istediğim Aşkımla, hayatımın erkeğiyle konuşmak istiyordum. Ancak yapamıyordum. Gay olmanın lanet edilesi dezavantajlarından birini yaşıyordum. Öyle böyle derken toparladım biraz kendimi ve yarın konuşmak için sözleşdik ve pcyi kapatıp uyumak için uzandım yatağa. Sözleşdik sözleşmesine ama ilk günkü hesap uyuyamıyordum abi. Sağa dönüyorum yok, sola dönüyorum yok. Bir türlü aklımdan çıkmıyor bir günde yaşanan bunca sıkıntılı zaman. Nasıl sevgisinden emin olamadığımı sorguluyorum sürekli. İnsanın aklında bu kadar şey varken doğal olarak uyuyamıyor. Sağa, sola döne döne 4-5 gibi anca uyumuşum.

Sonrasında uyandım ve ilk iş telefonu elime almaktı. Günaydın mesajı duruyordu. Hemen aramak istediğimi söyledim Kanımın Kanı'na. Ancak o : "halen konuşabilecek gücü olmadığını akşama bırakmamızı", istedi. Çok kırılmıştı, anlıyordum. Seni seviyorum diyemiyordu. Sevdiğini hissettiriyordu ama söyleyemiyordu. İyice kahroluyordum. O sözleri duymaya ilk defa bu kadar çok ihtiyacım vardı. Bir süre böyle mesajlaştıktan sonra yine dayanamadı ve beni tekrar bulutların üstüne çıkaran cümleleri kurdu. "Çok seviyorum seni eşşek tamam mı ?", diyordu. "Senin isteklerin umurumda değil, benimsin o kadar anladın mı? Ben seviyorsam , sen de seveceksin. Mecbursunnn!!", diyordu. Tüylerim diken diken olmuştu yine, gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Hiç bir mecburiyeti bu kadar istediğimi, beni bu kadar mutlu ettiğini sanmıyorum. Başkalarına kurumuş çeşme muamelesi yapan, ağlamayı bırak yaşaramayan bile gözlerim, tek bir kişinin söylediği her sözle şelale oluyordu. Dün endişeyle akan yaşlar bugün mutluluktan dökülüyordu.

Bugün düşünürken belki de kendi kendimize nazar değdirdik diye düşündüm. Ben nazara ve benzeri şeylere inanan bir insanım. Zaten dinimizde de bunun yeri vardır. Yazının başındaki nazar boncuğu resmi onun içindi. Bir kez olsun Maşallah demeniz, isteyerek veya istemeyerek değebilecek nazarlardan bizleri ve günü geldiğinde sizleri koruyacaktır. Maşallah !

Yazının başında belirttiğim gibi biz neredeyse kaybetme korkumuza yenilip, gerçekten kaybediyorduk. Çok az kalmıştı belki de, gururun ve diğer tüm çirkin duyguların bir ilişkiyi daha mahvetmesine. Ancak daha bir hafta da olsa gururun hiç bir zaman aramıza giremeyeceğini görmüş olduk. Hani herkesin söylediği genel bir inanış vardır ya  : " Tüm aşk hikayelerinde bir taraf hep daha fazla sever ! ", diye. Düne kadar ben de buna inanıyordum. Herşeyin ilkini yaşattığı için bana, bir yerde benim kadar asla sevemeyeceğini düşünüyordum. Çünkü herşeyin ilki çok farklı, çok saftır. Benim duygularım şuanda böyle. Fakat dün ve bugün gördüm ki beni en az benim kadar seven bir erkek arkadaşım, bir aşkım, bir geleceğim var. Onun eli, ellerimi tutarken hiç bir gelecekten korkum yok. Bu yaşadığımız kötü anımızı ileride gülerek anımsayacağıza eminim. İlk haftamızda böylesine zor bir sınavı geçebildiği için ilişkimiz kat ve kat daha güçlendi ve çok daha fazla seviyorum seni artık. Hani bi laf vardır ya :
"Rüzgarlar küçük ateşleri söndürür, büyüklerini kuvvetlendirir."  
diye. Artık içiimde kocaman bir sen yanıyor.

Her gece dua ettiğim zamanlarda, hep en sona sakladığım, en özel bir dua'm vardır benim. Gay olduğumdan mıdır, bilmiyorum; Allah'a karşı sıradan insanlardan her zaman çok daha büyük korkum ve sevgim olduğuna inanırım. Bazen kötü olaylar geldiğinde başıma, Allah'ımın beni bırakmış olabileceğini, benden vazgeçmiş olabilieceğini düşünürüm. O yüzden her gece en son dua'm olarak " Tanrı'm, Allah'ım benden vazgeçme", diye tekrarlarım. Bugün sana da şunu söyleyerek yazımı bitirmek istiyorum.
"Ne yaşarsak yaşayalım, aramızda ne olursa olsun, hiçbir zaman benden vazgeçme, hiçbir zaman bizden vazgeçme, ne olursun ! Çünkü ben vazgeçmeyeceğim..."
Bu yazıyı buraya yazmamın tek sebebine gelicek olursak, yaşadığımız şeyden herkesin bir şeyler kapmasını istememdir. Sevdiğiniz insana ölecekmiş gibi güvenin. İlişkinizin ne kadar yeni olduğuna veya daha ne kadar birbirinizi tanıdığınızı önemsemeyin ve hiçbir zaman şunu aklınızdan çıkarmayın. O saatten sonra hayatınızı yaşayan sadece O ve Siz varsınızdır. Buraya kadar okuyan herkese sonsuz teşekkürler.

Duygularımı bugün en anlatan şarkılardan birini dinlemenizi istiyorum.


Tüm Yorumlar

İçinde Halen Daha Temiz Kalmış Bir Şeyler Saklayan Blog Sahibi "Gökhan elKhalisi" (:

Unknown

8   yorum

Adsız dedi ki... 27 Ağustos 2012 20:48
önemli olan hata yapmak değil onu telafi etmek bunu başardın sanırsamki canım dostum çünkü sen aşkı hak ediyorsun nedeni en basitiyle sen bir insansın ama herkes insan değil sizleri seviyorum ikinize ömür boyu mutluluklar canımmmmmmmmmmmmm .....
yüreği çok temiz, harika insanlardan birisin sen de emrullah'ım :) seviliyorsun :)
Adsız dedi ki... 27 Ağustos 2012 23:17
Allah nazarlardan korusun, bu kadar saf bir sevgi karşısında sadece saygı duyulur, okurken ağladım....Ahmet SOLMAZ
teşekkür ederim abi. bugün bir kez daha anladım ki bizim yaşadığımız şey bambaşka. Tartışmalarımız bile birbimizi çok sevdiğimiz için. :$
Adsız dedi ki... 28 Ağustos 2012 20:00
amk senin yaa.. hep ağlatıcan mı sen beni.. hep mutlu olun salak.. hiç üzme onu, hiç kırma hep böyle yanında ol.. seni çok seviyorum oğğlum iyi ki de hayatımdasın senin gibi duyguları olan masum düşünebilen bi kardesim var.. sana kocaman devasa bir opüiicukk yolluyorumm .. bu arada da unutma dedeye sahip çıgalım gomuşmuz oluyo da bizim gomşumuz oluyoo mumdan çıgmış yangınn =) :D
ehuaheua eyvallah yafru :) sen de iyi ki hayatımdasın karşimm :$ olm ben tanıyorum yazından seni de insanlar tanımıyor :D böyle fake gibisin :D
saçma sapan bir nedenden dolayı bu ilişki bitti deseydin yuh der üstüne de bırakın artık şu liseli ergen triplerinizi diyerek yeni yeni girdiğin gay aleminde "yolunmak" nasıl olurmuş onu da öğrenmiş olurdun sayemde :D neyseki ucundan dönmüşsünüz :)
işte aşkla veya ona en yakın şeyle ilk defa gerçekten tanışınca böyle ergenleşebiliyor insanlar :) Bu sebeple olmasa da yine de bitirdik ne yazık ki ilişkimizi. Artık bizler için güzel bir anı bu günler. En azından benim için :) Fakir avunutusu yapayım kendime, en azından yolunmaktan kurtulmuşum :p

Yorum Gönder

Cancel Reply